29 Haziran 2014 Pazar

KÖŞE Yazıları!..

 Hem gündemi izlemek, hem de benim ifademin yetersiz kaldığı duygu ve düşüncelerimi yansıtan, sevdiğim yazarların yazılarını "Köşe Yazıları" başlığı ile kaydetmeye devam ediyorum.

Yazının sonunda yazarın adına "tık"layarak orjinal yazıya ulaşılabilir.



Allah kabul etsin…
Ramazandır…
Sofranızdaki zeytin tanelerine iyi bakın…
O sıcak çorba…
Kırmızı domatesler…
Bir dilim ekmeği alıp koklayın ve aynı anda milyonlarca Müslüman’ın dünyanın en zengin kaynakları üzerinde bu gece de aç uyuyacaklarını düşünün…
Dahası binlercesinin birbirini öldüreceğini bilin…
Ve sorun:
“Neden?..”
*
Çünkü öğrenme ve düşünme yeteneği hurafelerle, yalanlarla, sahtekarlıklarla köreltilmiş toplumlar, asla ve asla medeni yaşamlar kuramazlar…
“Şıh gece uçtu”ya ağlarlar…
Ama minik bebeğin öbür mezhep tarafından niçin öldürüldüğünü ve bir minik kuş gibi gökyüzüne niye uçup gittiğini düşünemezler…
*
Öğrenme ve düşünme yeteneği köreltilmiş insanlar, her şeyi kadere yorup soru sormazlar?..
Bu milletin yarısı aç ve yoksulluk sınırındadır işte…
On yılda Harun kadar zengin olanlara sorsalar:
Türkiye “Ekonomide yıldız gibi” parladıysa, 3,5 milyon aile belediyelerden gelen nohuda, makarnaya niçin muhtaçtır?..
*
Ramazan ayları aç kalmak için değildir…
Soru sorma zamanıdır…
*
Dinleri, ona inananlar yüceltir…
Aç elini sor o zaman:
Talan…
Yağma…
Adaletsizlik…
İntikam…
Yalan…
Dolan…
Hırsızlık, hangi dinde ödüllendirilip de yüceltilir?..
*
Orucunuzu Allah kabul etsin…
İnanarak, yürekten, tertemiz, saf duygularla mutlu olun dilerim…
*
Bu akşam iftar sofrasında bir dilim ekmeği koklayın…
Sorun:
Güney Afrika’dan, Yemen’den, Afganistan’a kadar tüten yanık insan kokusunun, yeryüzünde sadece Müslüman coğrafyasında süren ilkelliğin ve vahşetin sebebi nedir?..
Tuttuğunuz orucun hatırı için sorun bu gece:
“Neden?..”

25 Haziran 2014 Çarşamba

KİLO... Yaz... Tatil...

Pek çok insan benim gibi kış boyunca fazla kilolarından kurtulmak için çaba gösterdi eminim.
Herkesin kilo verme nedeni farklı olabilir.
Nedenimiz ne olursa olsun, yaz gelmeden forma girmek, mayolarımızın, bikinilerimizin içinde göze hoş görünmek biz kadınların (eminim erkeklerin de) motivasyon kaynağı oldu.   
Peki kilo vermenin zamanı var mı; kışın kilo verilir, yazın tatil mi yapılır?..  

Eee ne durumdayız!
Yaz geldi, tatil planları yapıldı.
İdeal kilomuza ulaştık mı?  Ulaşamadık  diye tatil planlarımızdan vaz mı geçelim...
Yoksa hedefimize ulaşamamış olsak da " tatilimi de yaparım, zayıflamaya da devam ederim "  mi diyelim...

Ben 7 ayda 7 kg verdim. Hedefim en az 12 kg vermekti ki bunu pek çok insan 3 ayda rahatlıkla verebilir.
Kg olarak hedefe ulaşamadım ama asıl hedefim olan, yaşam tarzını değiştirme hedefimi gerçekleştirdim.
Belli ki bu yaz kumsalda pek sükse(!) yapamayacağım ama bu gidişle önümüzdeki yaz iddialıyım:)))

Aşağıdaki yazıyı okuyunca bir kez daha "aklın yolu birdir" diyerek  not edeyim dedim:


Zayıflamak İçin Geç mi Kaldınız?
Evet, belki de artık zayıflamak için, hayalinizi kurduğunuz ideal kilonuza ulaşmak için çok geç olduğunu düşünüyorsunuz. Öyle mi? O zaman ne yaptınız? Vazgeçtiniz değil mi? Bir dahaki bahara mı attınız programı?
Eğer zayıflamak için doğru zamanı bekliyorsanız daha çok bekleyeceksiniz. Zayıflamak, döneme, güne ait bir şey değildir. Yaşam tarzında bir değişiklik yapmaktır. Sonuç odaklı değil süreç odaklı bir çalışmadır. Sadece vereceğiniz kiloya odaklanırsanız zayıflamak için yaptığınız her şeyi hedefe ulaştıktan sonra bırakırsınız. Böylelikle yine eskiye dönersiniz. Değişim için kararlı olmak gerekir. Pazartesiye, ay sonuna, yılbaşına atılan zayıflama programlarınız varsa hiç boşuna beklemeyin. Şimdi, harekete geçmek için neye ihtiyacınız var onu bulun. Sizi ne motive eder? Sizi bugün başlamaktan alıkoyan şey ne? Bunları bulun.
Düşünsenize şimdi harekete geçseniz, yavaş yavaş alışkanlıklarınızı değiştirseniz ve ayda sadece 2 kilo verseniz (ne o beğenmediniz mi, az mı geldi?) yılda 24 kilo vermiş olursunuz. (Geçen sene başlasaydınız şimdi 24 kilo daha ince olacaktınız, şimdi kendinizi nasıl hissederdiniz?) Yavaş yavaş ve alışkanlıklarınızı değiştirerek yapacağınız incelme, hem sağlıklı hem de kalıcı olur.
Kendiniz için güzel bir şeyler yapmanın zamanlaması olur mu? Kendinize değer vermeyi, sağlık vermeyi, güzellik vermeyi niye erteleyesiniz ki? 
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin...
          Arzu Bıyıklıoğlu                        
          Orjinal yazı

21 Haziran 2014 Cumartesi

GIDA, Hile, Sahtekarlık!...


Gıdada hile yapıldığını hep biliriz de ne derece olduğunu tahmin edemeyiz. 

Görülüyor ki; üç kuruş kazançları için, insan sağlığını tehlikeye atmakta sınır tanımayan vicdansızlar, sahtekarlıkta da sınır tanımıyorlar.

Aşağıdaki haberi okuduktan sonra, aldığım gıdaların içeriğinden nasıl emin olabilirim hiç bilmiyorum!.. 

Kireçli beyaz peynir

 

GIDADAKİ hile TBMM gündemine  taşındı. 
Küf tutmuş ve bayatlamış peynirlerin eritilerek krem peynir haline getirildiği, beyaz peynire de parlak görünüm amacıyla kireç katıldığı belirlendi.MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve 23 arkadaşı, hileli gıdalar konusunda Meclis araştırması istedi. Bu konudaki önergede 'Yetersiz denetim ve basit cezalar karşısında hileli gıdalar, insan sağlığını tehdit etmektedir " denildi.

 Gıda hileleri şöyle sıralandı:
* Ekmeği beyazlatmak ve geç bayatlamasını sağlamak için kimyasal maddeler kullanılmakta, kepekli ekmek ve çavdar ekmeği gibi ürünlerde de, bazı gıda boyası ya da kakao  kullanılmaktadır.


* Zeytinyağına pamuk, ayçiçeği, kanola gibi bitkisel yağlar karıştırılmakta, sabun üretimindeki yüksek asitli yağlar da işlemden geçirilip natürel sızma zeytinyağı diye satılmaktadır.

* Zeytin parlak hale getirmek için tekstil boyası ve kimyasal boya kullanılırken, zeytinyağı küspesinden elde edilen prina yağı, kolon sızması diye zeytinyağının içine karıştırılmaktadır.

* Küf tutmuş ve bayatlamış peynirlerin eritilerek krem peynir haline getirildiği, beyaz peynire kireç katılarak parlak hale getirildiği bildirilmektedir.

* Nişasta ve bitkisel yağ katılmış döküntü beyaz peynirler yağlı tulum peyniri olarak satılıp, küflü kaşarlar eritme peynire dönüştürülmektedir. Sütün öz yağı alındıktan sonra yerine yağlı süt izlenimi verecek şekilde katı margarin yağ karıştırılmaktadır.

* Bayat ya da sağlıklı bir şekilde korunmamış sütler kayıt dışı olarak satın alınıp şarküteri ürünleri yapımında kullanılmakta, peynir altı suyundan ve süt tozundan yapay süt imal edilmektedir.

* Büyükbaş hayvan yağından elde edilen jelatin toz halinde yoğurda katılıp, kıvamlı hale getirilmekte, köy yoğurdu olarak satılmaktadır. Tereyağına patates ve margarin karıştırılmaktadır.

* Dana kıymaya tavuk kıyması, tavuk sakatatı, iç yağ katılmaktadır. Salam, sosis ve sucukların içine baharatla karıştırılmış soya, hayvansal etsel atıklar, akciğer gibi iç organlar, kireç suyunda soyulmuş sarımsak karıştırılmaktadır.

* Son kullanma tarihi geçmiş sucuklar, yeni sucukların içine katılarak yeni imal edilmiş gibi gösterilmekte, tavuk dönerin içine tavuk derisi ve bağırsak karıştırıldığı belirtilmektedir.

* Glikozun içine polen,  renklendirici ve esans katılarak sahte bal imal edilmektedir. Arıcılar, kovanların önüne şeker şurubu veya glikoz koyarak, gerçek olmayan bal üretilmektedir.

* Kırmızıbibere kiremit tozu, kimyasal boyalarla renklendirilmiş yabancı maddeler, karabiberin içine boya maddeleri, bitkisel baharatların içine kurutulmuş ot karıştırılmaktadır.

Haber Kaynağı


~~~~~~~~~~~   ~~~~~~~~~~~       ~~~~~~~~~~~~        ~~~~~~~~~~~~       ~~~~~~~~~~

Yeni öğrendiğim, gıda hilekarlığı haberini, güncelleme yaparak ekleme gereği duydum. Bebekleri hedef alan bu sahtekarlığı herkesin bilmesi gerekiyor.


DEHŞETİN BELGESİ: Milupa ürünlerinde GDO tespit edildi

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın “Türkiye’de GDO yoktur” şeklindeki iddialarının aksine piyasa denetimleri sırasında GDO tespit ettikleri ortaya çıktı. Yayınımız üzerine Bakanlıktan yazılı açıklama geldi.

MILUPA ÜRÜNLERİNDE GDO
Bursa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü elemanlarının piyasa denetimleri sırasında aldıkları “Milupa Aptamil Sütlü Tahıl Karışımı” ürünün incelemesi sırasında GDO tespit ettiler.
GDO’nun varlığından emin olmak için Milupa Aptamil Sütlü Tahıl Karışımı’na ait şahit numuneleri Ankara Kontrol Laboratuarı’nda gönderdiler.
Ankara Kontrol Laboratuarı’nın yaptığı analizlerde Milupa’nın GDO içerdiği kesinleşti.
MILUPA'YA TOPLATMA
Bunun üzerine GDO’lu Milupa’ların ürünlerin toplatılması için, 80 il Valiliği’ne yazı gönderildi.
BAKANLIK TEŞHİR ETMEDİ
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi’nin ele geçirdiği belge, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca henüz teşhir edilmedi. Ancak Bakanlığı'n Gıda Hareketi'ne yaptığı özel açıklama ile işlem ve süreç doğrulandı.

Haberin devamı ve belgelerinin görüntülerine gidahareketi.org adresinden ulaşılabilir.

Daha önce yayınlanmış sayfayı yanlışlıka sildim ne yazık ki. Taslağını silmemişim iyi ki yeniden oluşturup, yayınlayabiliyorum bu sayede.
Sayfayı  yanlışlıkla kayıtlar bölümünden sildim. O sırada yayınlanmış sayfa başka bir sekmede acık olduğu icin yorumları da  oradan kopyalayıp buraya ilave edebiliyorum:))

Umarim gercekten gida konusunda sagligi tehdit edenler arastirilir ve cozum bulunur. Bunu yapanlarda nasil bir vicdan var acaba!!! Artik ne yiyecegimizi sasirmis durumdayiz :(
Evet Sinemcim. Evde yapalım diyeceğim ama herşey evde yapılmaz ki. Bireysel olarak yapabileceklerimiz sınırlı. Umarım yetkili olanlar üstlerine düşeni yaparlar...

Bosuna hastaliklar artmiyor.Hayatimiz tehlike altinda.Organikler pahali. Hos onlarda ne kadar Organik oda mechul.

Burda gida kontrolleri cok ciddi yapilsada, yine bu tür ,üc kagitcilik,sahtecilikte oluyor.Kontrollerde ortaya cikiyor ve ilan ediliyor.

Dilerim ciddi cezalarla,kontrollerle düzeltilebilir.

Herkesin bütcesi,özel Organik ciftlik ürünlerine yetmeyebilir, yada köyden peyniri ,tereyâgi,zetinyâgi gelmeyebilir.Onlar ne yapacâk?

Tüketici haklarini koruyan derneklere büyük is düsüyor.Allah yardmcimiz olsun...
Sorma Şuleciğim, Türkiye'de durum çok vahim. Ben bu sayfayı yayınladıktan sonra öğrendim ki;
Milupa çocuk mamalarında GDO olduğu tespit edildiği için toplatılma kararı alınmış.
Bu güne kadar kullananlar çocuklarının gördüğü zararı nasıl telafi edebilir.

Gıda hareketi organizasyonu sayesinde ortaya çıkarılmış. Güncelleme yapıp sayfaya ekledim. Hala kullananlar olabilir, çünkü Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı henüz bu konuda bir açıklama yapmamış. Ne diyeceğimi hiç bilemiyorum!..

şaşkınlık içinde kaldım oğlumda hiç hazır mama kullanmadım ama ya beni emmeseydi?? çoğu kişi gibi tercih edeceğim ilk markalardan olacaktı bu nasıl telafi edilecek
gıda mezunu biri olarak ülkemizde organik gıda yok diyebilirim çünkü organik toprak yok mutlaka ilaçlanmış .... köy ürünü - çiftlik ürünü bunlara inanmayalım bunlar organik değil o sertifikalar bir kere verilir satıcıda sürekli alıcıya o belgeyi gösterir
normalde hiç bir markette kırmızı et -sakatat- beyaz et aynı reyonda olmamalı sadece minik bir camla ayırmış gibi görünür dikkat ederseniz birbirine hava geçişi vardır güya denetlenir cezalar asla caydırıcı değildir gıda mevzuatına göre çok komik rakamlarda parasal cezalar vardır ....yine de bakanlığın çalışmaları mevzuat değişiklikleri var şimdilerde denetlemeler biraz normalleşebildi umarım tamamen düzelir
ben mümkün olduğunca paketlenmemiş -ışınlanmamış gıdalar almaya çalışıyorum siz ne yapıyorsunuz ? işimiz çok zor bilgilendirme için teşekkür ederim arkadaşlarımı uyaracağım

Sevgi'cigim nasilsin?

Yazilarinida yorumlarida arar oldum...